VERİLEN SİPARİŞ AVANSLARI TAHSİL EDİLMEDİĞİNDE KARŞILIK AYRILIR MI? | Nurullah Tosun
23.04.2015
 
ŞÜHELİ HALE GELEN "VERİLEN SİPARİŞ AVANSLARINA " KARŞILIK AYRILIR MI?
 
ŞÜPHELİ ALACAKLAR
 
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 323'üncü Maddesinde Düzenlenilmiştir. Bu Maddeye göre;
Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
 
1. Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
 
2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar; şüpheli alacak sayılır.
 
3-Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.
 
4-Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.
 
5-şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir.
Gerek ticari mal alımı için gerekse duran varlık alımı için verilen avanslar için şüpheli alacak karşılığı ayrılıp ayrılmayacağı konusu tartışmalı bir konu olup, konuyla ilgili iki farklı görüş mevcuttur.
 
BİRİNCİ GÖRÜŞE GÖRE; göre, bir alacağın şüpheli hale geldiğini kabul ederek karşılık ayırmak suretiyle zarar yazılabilmesi için, söz konusu alacağın mutlak suretle ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması, diğer bir deyişle alacağın, daha önce hâsılat olarak kayıtlara intikal ettirilmiş bulunması gerekmektedir.
 
Bu konuda Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen bir özelge aşağıdaki gibidir.
- "Diğer taraftan, şüpheli alacak karşılığı ayrılmasında temel unsur, ortada bir alacağın söz konusu olması ve bu alacağın tahsilinin şüpheli hale gelmiş bulunmasıdır. Şüpheli alacak karşılığı ayırıp bunu gider kaydetme imkânının sadece ticari ve zirai işletmelere tanınmış olmasının nedeni ticari ve zirai kazançlarda, elde etmenin tahakkuk esasına bağlanmış olmasıdır. Bunun sonucu olarak, ticari ve zirai işletme bünyesinde satılan mal ve hizmetin bedeli henüz tahsil edilmeden hasılata intikâl ettirilmekte ve dönem kârının oluşumunu etkilemektedir. Satış bedeli veya hasılatın henüz alacak aşamasında iken kârın hesaplanmasında dikkate alınmış olması, sonradan bunların işletme tarafından tahsilinin şüpheli hale gelmesi durumunda dönem kârının fazla hesaplanması sonucunu doğuracaktır. Bu durumun giderilmesi için, alacağın işletmeye girme ihtimalinin kaybolduğu anda zarar yazılması zorunludur. Kısaca, şüpheli alacağın zarar kaydı, kazanç tespitindeki tahakkuk esasını düzenleyen bir esastır. Buna göre, şüpheli alacağın karşılık ayrılarak zarar yazılabilmesi için kârın oluşumunu etkilemiş, yani daha önce tahakkuk esasına göre hasılat hesaplarına intikal ettirilmiş olması gerekmektedir." (18/04/2014 -1035 İst. VDBşk.)
 
İKİNCİ GÖRÜŞE GÖRE;
Tahsilinde sıkıntı oluşan avanslar için şüpheli alacak karşılığı ayrılmak suretiyle gider yazılmasında hiçbir sakınca yoktur. Bu görüş sahipleri; verilen avansın ticari veya zirai kazancın elde edilmesi amacıyla verilmiş bir tutar olduğu ve kanun maddesindeki “…..ticari veya zirai kazancın elde edilmesi veya idame ettirilmesi ile ilgili olmak kaydıyla…..” ifadesi ile paralellik arz ettiği görüşünü savunmaktadırlar. Verilmiş olan sipariş avansının gelecekte yapılacak bir mal teslimi ya da hizmet ifası için verilmiş bir bedel olduğu ve bu bedelin ticari kazanç ile doğrudan ilişkisinin olduğu söz konusu görüş sahiplerince ileri sürülmektedir.
 
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın bu görüşe paralel olarak vermiş olduğu 23.08.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.17.02-VUK-11-25-183 sayılı özelgede şu açıklamalara yer vermiştir; “……….,Bu itibarla, ileride teslim alınacak bir hizmet için sipariş avansı niteliğindeki ödemelerin ticari faaliyetin devamı için yapılması ve bu tür ödemelerin Kanunun 323 üncü maddesinde belirtilen şartları haiz olması halinde, bu ödemelerin tahsil edilemediği durumlarda karşılık ayrılması mümkün bulunmaktadır.
 
Bu açıklamalara göre, yaz sezonunda müşteri göndermek üzere ... Oteline yaptığınız avans mahiyetindeki ödemelerin ticari faaliyetinizin devamı için yapıldığı anlaşıldığından, ticari bir alacak niteliği kazanan bu tür ödemeleriniz için Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesinde belirtilen diğer şartlarında sağlanması halinde icra takibine başladığınız yıl karşılık ayırmanız mümkündür." denilmektedir. İKİNCİ GÖRÜŞ İLE ile ilgili ve bu görüşe paralel olarak Danıştayın Görüşü aşağıdaki gibidir. Danıştay Dördüncü Dairesinin 31.10.2006 Tarih Esas No : 2006/2484 Karar No : 2006/2047 "Şüpheli alacak karşılığı ayrılmasının amacının değerleme gününde tahsili şüpheli hale gelen alacakların dönem karı üzerindeki etkisinin giderilmesi olduğu hk". Karar: Davacının 2004 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu salınan kurumlar vergisi ve kesilen vergi cezası ile aslı aranmayan geçici vergi nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezasına karşı açılan davada;kurumlar vergisine ilişkin davanın reddine, kurumlar vergisi ile geçici vergiden dolayı kesilen vergi ziyaı cezasının ise kaldırılmasına karar veren Mahkeme kararı taraflarca temyiz edilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesinde, ticarive zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;dava veya icra safhasında bulunan alacaklar ile yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacakların şüpheli alacak sayılacakları ifade edilmiş, maddenin devamında da maddede yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabileceği hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre, şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi için öncelikle alacağın ticari veya zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle ilgili olması ve maddede belirtildiği şekliyle şüpheli halde bulunması gerekmektedir. İncelenen davada; bir dış ticaret sermaye şirketi olan davacının Eximbank veya diğer bankalardan temin ettiği kredileri, kendisine ihraç kaydıyla mal teslim eden imalatçı firmalara faiz karşılığı kullandırdığı,ancak davacıdan söz konusu kredileri alan iki firmanın kredilerin anaparası ile krediye ilişkin faiz tutarını ödememeleri üzerine, davacının (...) İcra Müdürlüğü nezdinde icra takibi başlatarak, kredi ana parası ve faizi için şüpheli alacak karşılığı ayırarak dönem kazancının tespitinde gider olarak indirdiği, ancak imalatçı firmalara kullandırılan kredi ana parasının önceden hasılat hesabına kaydedilmemesi nedeniyle şüpheli alacak karşılığı ayrılamayacağı ileri sürülerek matrah farkı bulunup tarhiyat yapıldığı, Vergi Mahkemesinin de aynı gerekçeyle kurumlar vergisi yönünden davanın reddine karar verdiği anlaşılmıştır. Dış ticaret sermaye şirketi olan davacının statüsü gereği Eximbanktan aldığı Türk Lirası ve döviz kredilerinde indirimli faiz uygulaması ve kredi temininde indirimli teminat gibi avantajlı uygulamalar nedeniyle sağladığı kredileri yine statüsü gereği ihraç kaydıyla mal teslim eden imalatçılara finansman desteği sağlamak amacıyla faiz karşılığı kullandırmakta ve elde ettiği faizi de beyan etmektedir. Davacının 1998, 1999 ve 2000yıllarına ilişkin işlemlerinin uyuşmazlık döneminde olduğu gibi kredi kullandırması nedeniyle incelenmesi sonucu düzenlenen 06.06.2003 günlü ve GKR-2003-734/9 sayılı vergi tekniği raporunda, davacının ihracatın finansmanı amacı ile kredi kullandırma işlemlerinin kuruluş amacına uygun olduğu ve genel ticari kurallarla uyumlu bulunduğu belirtilmiştir. Davacının tahsil edemeyip icra takibine
 
başladığı söz konusu kredi anaparası, anılan vergi tekniği raporunda da belirtildiği gibi şirketin kuruluş amaçları doğrultusunda, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Öte yandan, davacının Eximbank veya diğer kredi kuruluşlarından temin ederek, adı geçen firmalara kullandırdığı ancak, tahsil edemediği kredilerin söz konusu banka ve kredi kuruluşlarına geri ödemekle bizzat yükümlü olacağı, krediyi geri tahsil edememesi halinde de anılan kuruluşlara karşı kredinin ödenmesinden sorumlu bulunacağı, dolayısıyla tahsil edilemeyen ancak ödenmesi gereken kredinin genel ifadeyle şirketin aktif tutarı ile borçları arasındaki fark olarak tanımlanan özsermayesinde, geri tahsil edilemeyen kredi tutarında bir azalmaya neden olacağı açıktır. Bu durumda, ticari faaliyetin bir unsuru olan ve icra yoluyla takip edilen krediye ilişkin olarak Kanunda öngörülen şüpheli alacak karşılığı ayırma koşulları olayda gerçekleşmiş olup, söz konusu kredinin hasılat hesaplarına intikal ettirilmediği gerekçesiyle karşılık ayrılamayacağı ileri sürülerek yapılan tarhiyatta ve bu tarhiyata karşı açılan davada tarhiyatın tamamen kaldırılması gerekirken vergi aslına ilişkin kısmının reddedilmesinde yasaya uyarlık bulunmamaktadır. Diğer taraftan, yukarıda açıklanan gerekçelerle tarhiyatın kaldırılması gerektiği yolundaki hukuki sonuç nedeniyle; davalı idarenin vergi ziyaı cezasının kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararına karşı yaptığı temyiz başvurusu yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına, davalı idarenin temyiz isteminin ise reddine, oybirliğiyle karar verildi." DENİLMEKTEDİR:
Yukarıda yer alan maliye Bakanlığı ve Danıştayın görüşleri doğrultusunda; verilen sipariş avanslarına karşılık ayrılması için "Verilen sipariş avanslarının ticari faaliyet ile ilgili olduğunun ispatı gerekir. Aksi durumda , verilen sipariş avanslarının hasılat olarak kayıt edilmediği durumlarda cezalı tarhiyatla karşı karşıya kalınacağı tabiidir.
 
MUHASEBE KAYDI ÖRNEK;
 
              İşletme, 11.05.2012 tarihinde ödenmesi gereken 100.000. -Tl tutarlı senetsiz alacağı iki kez noter kanalı ile ile istenmesine rağmen tahsil edememiştir. İşletme bu alacağın tamamı için karşılık ayırmaya karar vermiştir.
Şüpheli Alacağın Kaydı
-------------------------------- / --------------------------------------------------------------
128.ŞÜPHELİTİCARİALACAKLAR 100.000.
                                                   120.ALICILAR 100.000
-------------------------------- / -----------------------------------------------------------
Karşılık Ayrılması
------------------------------------/-------------------------------------
654.KARŞILIK GİDERLERİ 100.000
                                                   129.ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAK KARŞILIĞI 100.000
Dönem sonu Muhasebe Kaydı
-------------------------------- / --------------------------------
Dönem sonu kayıtları
-------------------------------------- / ------------------------------------------
690.DÖNEM KARI veya ZARARI 100.000
                                            654.KARŞILIK GİDERLERİ 100.000
----------------------------------- --------------------------------------------------
Tahsilin imkansız hale gelindiği Varsayılırsa Muhasebe Kaydı
--------------------------------------------- / -----------------------------------------
129.ŞÜPHELİ TİC ALACAK KARŞILIĞI 100.000
                                           128.ŞÜPHELİ TİCARİ A LACAK 100.000
alacağın tahsilinin imkansız olduğunun tespitinde muhasebe kaydı
------------------------------------ / ----------------------------------------------------
Bilgilerinize arz olunur