1 - VERGİ MUHASEBESİ DERS NOTLARI | Nurullah Tosun
19.02.2016
1 - VERGİ MUHASEBESİ DERS NOTLARI

VERGİNİN TANIMI ; Vergi, devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinin kamu gücüne dayanarak ekonomik, mali ve sosyal amaçlı kamu giderlerini finanse etmek için mali güçlerine göre, kişilerden karşılıksız olarak ve kanunlar  dahilinde alınması gereken paradır.

-öte yandan Vergi, anayasamızda yer alan ve herkesin ödeme gücüne göre ödemekle yükümlü olduğu bir görevdir.  Vergi;kanunla konulur,Kanunla Değiştirilir ve Kanunla Kaldırılır.

VERGİNİN KAYNAKLARI AŞAĞIDAKİ GİBİDİR:

1-VERGİ KANUNLARI

a-Vergi Koyucu Kanunlar

b-Usul kanunları    olarak ikiye ayrılır.

 

A-VERGİ KOYUCU KANUNLAR

Bu kanunlar ilgili verginin adını taşırlar ve o  Verginin  onusu,yükümlüsü,matrahı miktarı, doğuşu vb hususları düzenler.

 Örneğin; gelir  Vergisi, Katma değer  vergisi,kurumlar vergisi  kanunu,Özel Tüketim vergisi Kanunu,Damga Vergisi Kanunu,Veraset Ve İntikal Vergisi Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu,Özel İletişim Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi gibi

B-USUL KANUNLARI

Vergiye ilişkin usul düzenlemelerinden vergi  alacağının tahsiline ilişkin olanlar Amme  alacaklarının tahsil usulü Hakkında kanunda yer alır.

 Vergi alacağının tahsiline ilişkin  olanların dışında kalan,vergilerin tümü için  geçerli usuller, vergi usul kanununda   düzenlenmiştir.

2-KARARNAMELER  3-TÜZÜKLER VE YÖNETMELİKLER  4-YÖNETMELİK:

 5-TEBLİĞLER  6-SİRKÜLER   7-MÜKTEZALAR

VERGİ MUHASEBESİ  NEDİR?

-Muhasebe ilgi grupları için gerekli bilgilerin üretildiği ve bu bilgilerin yorumlandığı bir süreçtir.

Muhasebede Tek düzen hesap planına göre yapılan kayıt ve  ulaşılan sonucun vergi kanunları ile farklılıkları belirlenmeli ve vergi kanunları dikkate alınarak ticari kardan  mali kara ulaşılmalıdır. Bu nedenle de muhasebe ilkeleri kadar,vergi kanunlarının muhasebe ile ile ilgili bölümlerini ve bunların muhasebe uygulamasına yansımasını iyi bilmek gerekmektedir.

-Muhasebe temel kavram ve ilkelerine uygun olarak yapılacak muhasebe uygulamaları ile vergi yasalarının belirlemeleri arasında az yada çok farklılıklar bulunmaktadır. Vergi muhasebesi, muhasebe uygulamalarının vergi yasaları ile uyumlaştırılması amacına yöneliktir

-TACİRİN VERGİ KANUNU YÖNÜNDEN SINIFLANDIRILMASI (Vergi Usul Kanunu md 177)

-BİRİNCİ SINIF TACİRLER

- İKİNCİ SINIF TACİRLER
Birinci Sınıf Tacirler;Vergi usul kanununun 177. maddesi Uyarınca  Aşağıda yazılı tüccarlar, I'inci sınıfa dahildirler:

 1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı   1.1.2016'dan itibaren 168.000 -TL veya satışları tutarı  1.1.2016'dan itibaren 230.000 - lirayı aşanlar

2. Birinci bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı (460 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2016'dan itibaren 90.000 -TL lirayı aşanlar;

3.) 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 460 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2016'dan itibaren 168.000 - lirayı aşanlar;

4. Her türlü ticaret şirketleri (Adi şirketler iştigal nevileri yukardaki bentlerden hangisine giriyorsa o bent hükmüne tabidir.);

5. Kurumlar Vergisine tabi olan diğer tüzel kişiler (Bunlardan işlerininin icabı bilanço esasına göre defter tutmalarına imkan veya lüzum görülmeyenlerin, işletme hesabına göre defter tutmalarına Maliye Bakanlığınca müsaade edilir.);

6. İhtiyari olarak bilanço esasına göre defter tutmayı tercih edenler.

 

DEFTER TUTACAKLAR:

 

Madde 172 - Aşağıda yazılı gerçek ve tüzel kişiler bu kanunun esaslarına göre defter tutmaya mecburdurlar:

 

1. Ticaret ve sanat erbabı;

2. Ticaret şirketleri;

3. İktisadi kamu müesseseleri;

4. Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler;

5. Serbest meslek erbabı;

6. Çiftçiler.

İktisadi kamu müesseseleriyle dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler defter tutma bakımından tüccarların tabi oldukları hükümlere tabidirler.

 

 

 

Bilanço esasında tutulacak defterler: (Madde 182)

Yevmiye defteri;

Defteri Kebir (büyük defter)

Envanter Defteri (mevcudat ve muvazene defteri)

İşletme hesabı esasında tutulacak defteri: (VUK Madde 193)

 -İşletme Hesabı defteri.

- Günlük perakende satış ve hasılat defteri,

 

SERBEST MESLEK  ERBABININ TUTACAĞI DEFTER :

- Serbest Meslek erbabı  Serbest Meslek kazanç defteri tutar  (Madde 210)

 (kendi adına ve bağımsız olarak çalışan ;avukat,doktor, Mali Müşavir, Yeminli Mali Müşavir, Mühendis  vb )

VERGİ USUL KANUNUNUN MADDE 174 – UYARINCA-Defterler hesap dönemi itibariyle tutulur. Kayıtlar her hesap dönemi sonunda kapatılır ve ertesi dönem başında yeniden açılır.

 

Hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır.

AŞAĞIDA YAZILI DEFTERLERİN BU BÖLÜMDEKİ ESASLARA GÖRE TASDİK ETTİRİLMESİ MECBURİDİR:

 

1. Yevmiye ve envanter defterleri;

2. İşletme defteri;

3. Çiftçi işletme defteri;

4. İmalat ve İstihsal Vergisi defterleri; (Basit İstihsal Vergisi defteri dahil)

5 , Nakliyat Vergisi defteri;

6. Yabancı nakliyat kurumlarının hasılat defteri;

7. Serbest meslek kazanç defteri;

DEFTER TASDİK ZAMANI  (VUKMadde 221)

Bu kanunda yazılı defterleri kullanacak olanlar, bunları aşağıda yazılı  zamanlarda tasdik ettirmeye mecburdurlar:

 

-Ötedenberi işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda;

 Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap

 döneminden önce gelen son ayda.

 

-Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler, işe başlama,

 sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce vergi muafiyeti kalkanlar,

muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde.

 

-Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce

 

DEFTER TASDİKİ YENİLEME Madde 222-

Defterlerini ertesi yılda da kullanmak isteyenler Ocak ayı, hesap dönemleri

Maliye Bakanlığı'nca tespit edilenler bu dönemin ilk ayı içinde tasdiki yeniletmeye mecburdurlar.  

 

ENVANTER VE BİLANÇO GÜNÜ;

Madde 185 - Envanter defterine işe başlama tarihinde ve müteakiben her hesap döneminin sonunda çıkarılan envanterler ve bilançolar kaydolunur ve bu tarihe "Bilanço günü" denir. Envanter defteri ciltli ve sayfaları müteselsil sıra numaralı olur.

 

VERGİ USUL KANUNU’NA GÖRE ENVANTER:

Bilanço günündeki  Mevcutları,  Alacakları, Borçları;    Saymak, ölçmek tartmak ve değerlemek Suretiyle kesin bir şekilde ve müfredatlı Olarak tespit etmektir

 

şu kadar ki, ticari teamüle göre tartılması, sayılması ve ölçülmesi mutat olmıyan malların değerleri tahminen tesbit olunur.

 

Mevcutlar, alacaklar ve borçlar işletmeye dahil iktisadi kıymetleri ifade eder.

 

ENVANTERDE AMORTİSMAN KAYITLARI:

Madde 189 - Üzerinden amortisman yapılan kıymetler ve bunların amortismanları aşağıda yazılı şekillerden herhangi biri ile gösterilir:

1. Envanter defterinin ayrı bir yerinde;

2. Özel bir amortisman defterinde;

3. Amortisman listelerinde.

-Amortisman kayıtları, amortismana başlandığı tarihten itibaren her yılın amortismanı ayrı ayrı gösterilmek şartiyle birbirine bağlanır.

-İşletmeye yeniden giren iktisadi kıymetlerle bunların amortismanlarının evvelki yıllara ait kayıtlarda devam ettirilmesi caizdir.

-Amortisman defteri veya listelerinin kayıtları envanter kaydı hükmündendir.

 

BÜYÜK MAĞAZALARDA ENVANTER :

Madde 190 - Büyük mağazalar ve eczaneler emtia mevcutlarının envanterlerini üç yılda bir çıkarabilirler. Bu takdirde envanter çıkarılmıyan yıllarda hesaben mevcut iktisadi kıymetleri envanter defterlerine kaydederler.

Büyük mağazalardan maksat, çeşitli mal üzerine geniş ölçüde ve perakende iş yapan ticarethanelerdir.

 

 

BİLANÇO  VERGİ USUL KANUNUN MADDE 192 DE DÜZENLENMİŞTİR:

- Bilanço, envanterde gösterilen kıymetlerin tasnifli ve karşılıklı olarak değerleri itibariyle tertiplenmiş hulasasıdır.

 

-Bilanço aktif ve pasif olmak üzere iki tabloyu ihtiva eder.

 

-Aktif tablosunda mevcutlar ile alacaklar (ve varsa zarar), pasif tablosunda borçlar gösterilir.

Aktif toplamı ile borçlar arasındaki fark, müteşebbisin işletmeye mevzu varlığını (Öz sermayeyi) teşkil eder.

 

-Öz sermaye pasif tablosuna kaydolunur ve bu suretle aktif ve pasif tablolarının toplamları denkleşir. İhtiyatlar ve kar ayrı gösterilseler dahi öz sermayenin cüzileri sayılırlar.

 

MALLARIN DEĞERLEMESİ, ENVANTER DENGESİ:

 

ENVANTER DENGESİ ;

  Dönembaşı Stok+Dönemiçi Alışlar=Dönemiçi Satışlar + Dönemsonu Stok

 DENKLİĞİNİN SAĞLANMASI GEREKMEKTEDİR.

 

Tespit edilen stok sayım fazlalıkları ve noksanlıkları ayrı hesaplara alınmalı, bunlar birbirleriyle mahsup edilmemelidir.

 

Belirlenen fire ve zayiat oranlarını bariz bir şekilde aşan fire ve zayiat meydana gelmiş ise bunun nedeninin açıklanabilir ve kabul edilebilir olması gerekir. Aksi takdirde  aşan kısım Kanunen KAbul Edilmeyen  Gider (KKEG)  olarak dikkate alınmalıdır.

 

Vergi İncelemeleri Sonucunda Yapılacak Envanter Denetiminde; Dönem içi satışların veya Dönem sonu Stok miktarının  olması gerekenden düşük çıkması halinde, belgesiz satış yani kayıt dışı satış olduğu kabul edilecektir. Bu durumda belgesiz satış kadar matrah farkı hesaplanılarak bunun üzerinden vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapılır.

Dönem içi satışların veya Dönem sonu Stok miktarının  olması gerekenden fazla çıkması halinde ise Belgesiz alış olduğu kabul edilecek ve belge alınmadığı için özel usulsüzlük cezası kesilecektir.

 

KASA DEĞERLEMESİ:

-Kasa: Kasa mevcutları itibari kıymetleriyle değerlenir ( VUK 284). Yabancı paralar hakkında 280 inci madde hükmü uygulanır.

-(VUK280) Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır.

Yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit olunur.

Yabancı paraların kur değerlemesi sonucu ortaya çıkacak olumlu fark ilgili aktif değerine eklenecek, karşılığında 646 no’lu hesaba gelir kaydı yapılacak;

olumsuz fark ise ilgili aktif değerinden düşülecek, karşılığında 656 no’lu hesaba gider kaydı yapılacaktır.

Örnek:İşletme  1$=2,1-TL kur üzerinden 200 dolar satın almıştır. Yıl içinde kur 1$=2,25-TL iken bu 200 dolar satılmıştır.

 

 

 

/

 

 

 

 

 

 

 

 

100 Kasa

 

 

420

 

      100.02 Döviz Kasa

 

 

 

 

100 Kasa

 

420

 

 

      100.01 TL Kasa

 

 

 

 

/

 

 

 

 

 

 

 

 

100 Kasa

 

 

450

 

      100.01 TLKasa

 

 

 

 

100 Kasa

 

420

 

 

      100.02 Döviz Kasa

 

 

 

 

646 Kambiyo karları

 

30

 

 

/

 

 

 

 

 

 

 

 

             

 

 

KASA NOKSANLIĞI / FAZLALIĞI

Kasa hesabında kayden görülen nakit mevcudunun gerçekte de var olup olmadığı her iş gününün sonunda kontrol edilir. Fiili sayım sonucu bulunan para esas alınarak bu tutar kasa hesabının borç kalanı ile karşılaştırılır.

Fiili sayım sonucu bulunan para, kasa hesabının borç kalanından az ise kasada eksik var demektir. Kasada eksik çıktığı zaman bu eksik geçici bir hesap olan “197–Sayım ve Tesellüm Noksanları” hesabının borç tarafına aktarılır. Eksikliğin sebebi bulunursa geçici hesap alacaklandırılarak kapatılır.  Eksikliğin sebebi bulunamazsa kasa eksiği dönem sonunda “689–Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar” hesabına borç kaydedilerek kapatılır.

Sayım sonucunda bulunan fiili kasa mevcudu, kasa hesabının borç kalanından büyük olursa kasa fazlası vardır. Kasada ortaya çıkan fazlalık “397–Sayım ve Tesellüm Fazlaları” hesabının alacak tarafında muhasebeleştirilir. Fazlalığın sebebi bulunursa sayım ve tesellüm fazlaları hesabı borçlandırılarak kapatılır.

 

-193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa göre sermayede meydana gelen eksilmeler zarar olarak değerlendirilmez hükmü uyarınca; Kasa noksanlığı Kanunen Kabul Edilmeyen Gider sayılır.

 

-Kasa fazlalığı ise gelir sayılır ve matraha eklenir.

 

 

TİCARİ KAR:

-Gelir tablosu yaklaşımına göre ticari kar, dönemin toplam gelir ve giderleri arasındaki farktır.

-Bilanço yaklaşımına göre,dönem sonu ve dönem başı öz sermayelerini karşılaştırmak yoluyla belirlemek mümkündür.

-MALİ KAR: 

-Kurum kazancı ticari karı esas alınarak belirlenir. Ticari kardan Mali Kara  geçiş için ticari kara vergi açısından kabul edilmeyen giderler ve diğer unsurlar ilave edilir. Vergiye tabi olmayan gelirler ve diğer unsurlar düşülür.

-Mali Kar:Vergi otoriteleri tarafından konulan kurallara göre bir hesap dönemi için tespit edilen ve üzerinden vergi hesaplanan ve ödenen kardır. Vergi yasalarının kabul etmediği giderler ile vergilendirilmeyen kazançlar düşülmüş kardır.

-Örneğin Ticari kazancı 100.000-TL olan bir işletmenin 5.000-TL Vergi cezası, 20.000-TL Trafik cezası da olması ve bu giderlerin ticari kazancın hesaplanmasında dikkate alınmış olması halinde, Ticari kara KKEG (kanunen kabul edilmeyen gider ;

Mali kar (vergiye tabi kar)=

100.000+(20.000+5000)=125.000-TL olacaktır.

 

VERGİ DEĞERİ İLE MUHASEBE DEĞERİ ARASINDAKİ FARKLAR

A-SÜREKLİ FARKLAR

-Vergi kanunlarına göre hiçbir zaman indirimi kabul edilmeyen giderlerden kaynaklanır.

- Sürekli  farklara neden olan giderlere örnekler

-Vergi cezaları

-Trafik cezaları

-6183 sayılı kanuna uygun şekilde ödenen ceza ve tazminatlar

-Binek otolarına ait Motorlu Taşıtlar vergisi

-Ödenmeyen SSK Primleri

-Yasal sınırları aşan bağış ve yardımlar

 

GEÇİCİ FARKLAR:

Ticari açıdan gider olarak kaydedilen,cari dönemde vergi mevzuatı açısından kabul edilmeyen, istenen koşulların gerçekleşmesi durumda gelecek dönem veya dönemlerde gider olarak kabul edilecek giderler bu gruba dahil edilir. Geçici farklara neden olan giderler Aşağıdaki Gibidir.

-Kıdem tazminatı karşılığı

-Diğer borç ve gider karşılığı

-Alınan çekler Reeskont Giderleri

-Vadesiz alacak reeskont gideri

-Fazla ayrılan veya geçmiş döneme ilişkin ayrılan amortisman giderleri

-Alış bedelin altında bir değerle değerlenmiş hisse senetleri

-Kanunen indirilmesi mümkün olmayan aktif hesap karşılıkları

-Geçici Farklara neden olan gelirler

-Hisse senetleri değer artış kazançları

-Verilen çekler reeskont gelirleri

-Vadesiz borçlar reeskont gelirleri

  Verginin Oranı ;

—  Vergi oranı, ödenecek vergi miktarlarını bulmak için vergi matrahına uygulanan rakamdır.

—  Gelir vergisine tabi gelirler;

-12.600 TL'ye kadar       % 15

-30.000 TL'nin 12.600 TL'si için 1.890 TL, fazlası                         % 20

-69.000 TL'nin 30.000 TL'si için 5.370 TL, (ücret gelirlerinde 110.000 TL'nin 30.000 TL'si için 5.370 TL), fazlası                                                                  % 27

-69.000 TL'den fazlasının 69.000 TL'si için 15.900 TL, (ücret gelirlerinde 110.000 TL'den fazlasının 110.000 TL'si için 26.970 TL), fazlası                                     % 35

 oranında vergilendirilir.

—  .(GELİR VERGİSİ ARTAN ORANLIDIR)

KURUMLAR VERGİSİ ORANI SABİT ORANLIDIR   %20  Oranında Vergiye Tabi

 

Aktif Geçici Hesap Kıymetleri
Madde 283 Gelecek bir hesap dönemine ait olarak peşin ödenen giderler ile cari hesap dönemine ait olup da henüz tahsil edilmemiş olan hasılat, mukayyet değerleri üzerinden aktifleştirilmek suretiyle değerlenir.

Zirai işletmelerde henüz idrak edilmemiş olan mahsuller için yapılan giderler (Hazırlık işleri giderleri gibi) de bu madde hükmüne göre aktifleştirilerek değerlenir.

Pasif Geçici Hesap Kıymetleri
Madde 287 Gelecek hesap dönemlerine ait olarak peşin tahsil olunan hasılat ile cari hesap dönemine ait olup henüz ödenmemiş olan giderler mukayyed değerleri üzerinden pasifleştirilmek suretiyle değerlenir.

 

KARŞILIKLAR:
Madde 288 Hasıl olan veya husulü beklenen fakat miktarı katiyetle kestirilmeyen ve teşebbüs için bir borç mahiyetini arz eden belli bazı zararları karşılamak maksadiyle hesaben ayrılan meblağlara karşılık denir.

Karşılıklar mukayyet değerleriyle pasifleştirilmek suretiyle değerlenir.

Amortisman kayıtları hakkındaki özel hükümler mahfuzdur.

 

ŞÜPHELİ ALACAKLAR

 

Şüpheli Alacaklara Karşılık Ayırma ve bununla ilgili yapılan muhasebe kayıtlarının amacı vergileme ile ilgili gerçek ve safi kazancın vergilendirilmesi ilkesinin uygulanmasıdır. Türk  Vergi sisteminde ticari ve zirai kazançların vergilendirilmesi tahakkuk ilkesine bağlanmıştır. Yani kazancın matraha dahil edilmesi için miktar ve tutar olarak hukuken kesinleşmesi yani faturanın düzenlenmesi yeterli sayılmıştır.

Ancak tahakkuk ettiği için gelir kaydedilen ve vergi matrahına dahil edilecek tutarların tahsilinin ileride şüpheli hale gelmesi durumunda vergi matrahından düşürülmesi gerekmektedir.  Aksi halde tahakkuk etmiş ancak tahsil edilmesi olanaksız hale gelmiş alacaklar üzerinden de vergi ödenerek mükellefler mağdur  olur.  Bunun için şüpheli alacaklara karşılık ayrılması yolu ile zarar matrahtan düşürülerek mümkündür. Bunun için Vergi Usul kanununda yer alan şartların oluşması şarttır.

 

 

 

 

 

ŞÜPHELİ ALACAKLAR 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 323'üncü Maddesinde Düzenlenilmiştir.

Bu Maddeye göre;

Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

1. Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;

2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;

şüpheli alacak sayılır.

3-Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

4-Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

5-şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir.

 

YUKARIDA YER ALAN KANUN MADDESİNE GÖRE ŞÜPHELİ ALACAKLAR KARŞILIĞI AYIRMA KOŞULLARI AŞAĞIDAKİ GİBİ OLUR;

 

A- ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYIRABİLECEK MÜKELEFLER:

1- Bilanço Esasına Göre Defter Tutan Ticari Kazanç ve Zirai Kazanç Elde Eden Mükellefler Şüpheli Alacaklar İçin Pasifte Karşılık Ayırır

"pasifte karşılık ayırma" Tek Düzen Hesap Planına göre Bilanço Esasına Tabi Defter Tutanlarca mümkün olduğundan, işletme hesabı esasına göre defter tutan ticari ve zirai kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının ticari, zirai ve serbest meslek faaliyetinden doğan ve şüpheli alacak durumuna düşmüş alacakları için şüpheli alacak karşılığı ayırmaları ya da doğrudan gider yazmaları mümkün değildir.

 

 

 

 

 

 

B- ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYIRMA KOŞULLARI:

1- Şüpheli Alacak Ticari ve Zirai Faaliyet Kapsamında Yapılan Mal Teslimi veya Hizmet İfasından Kaynaklanmalıdır:

Şüpheli hale gelmiş ticari veya zirai alacağa karşılık ayrılabilmesi için alacağın ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmalıdır. Ayrıca, karşılık ayrılacak alacak, işletmenin kanuni defterlerine hasılat kayıt edilmelidir. Teslim veya hizmet gerçeği yansıtmalıdır. Gerçeği yansıtmayan alacak belgeli olsa dahi şüpheli alacak için karşılık ayrılmaz. Bilindiği üzere Gelir Vergisi unsurlarından sadece ticari ve zirai kazancın elde edilmesinde tahakkuk esasi kabul edilmiştir. Bu gelir unsurlarında alacağın tahakkuku elde etme için yeterli sayılmıştır. Bu nedenle vergileme için alacağın tahakkuk etmesi yeterlidir. Tahsil şartı aranmaz. Oysa diğer gelir unsurlarında; örneğin serbest meslek kazançlarında elde etme dolayısıyla vergileme için gelirin tahsili mecburidir. Bu nedenle ticari ve zirai kazanç dışındaki diğer gelir unsurları ile ilgili bulunan alacaklar için karşılık ayrılması mümkün değildir.

2- Karşılık Ayrılacak Alacağın Ödeme Vadesi Geçmiş Olmalıdır:

Kanun maddesine göre ticari ve zirai bir alacağın şüpheli alacak sayılabilmesi için diğer bir şart ise, defter kayıtlarında yer alan alacağın vade- sinin geçmiş olması gerekir. Diğer bir anlatımla vadesi gelmemiş alacaklar için karşılık ayrılamaz. Ancak vadesi gelmediği halde tahsili şüpheli olan alacaklar içinde karşılık ayrılabilmekte, fakat bu tür karşılıklar safı kazancın tesbitinde gider olarak indirilmesine izin verilmemektedir.

3- Alacak, Dava veya İcra Safhasında Bulunmalı yada Yapılan Protestoya veya Yazı ile Bir Defadan Fazla İstenmesine Rağmen Ödenmemiş Bulunan Dava ve İcra Takibine Değmeyecek Küçük Alacaklar Olmalıdır:

Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ile ilgili olan ve bu faaliyetler çerçevesinde elde edilen belgeli ve belgesiz alacaklara karşılık ayrılması için alacağın dava ve icra safhasında olması gereklidir. Ayrıca dava ve icraya verilmeyecek kadar küçük alacaklara karşılık ayrılabilmesi için de borçlu protesto edilmeli ya da borçluya birden fazla taahhütlü isten yazısı gönderilmelidir.

4- Alacak Teminata Bağlı Olmamalıdır:

Şüpheli alacak karşılığı ayırabilmenin bir şartı da, karşılık ayrılacak alacak teminatlı olmamalıdır. Bir alacak menkul rehni veya gayrimenkul ipoteği şeklinde aynı bir teminata bağlanmış ise bu alacak için karşılık ayrılması mümkün değildir.

5- şüpheli alacak ayırma ihtiyaridir. bu nedenle  "şüpheli alacak  karşılığı" şartların gerçekleştiği dönemde ayrılır.

 Kanun maddesinde yer alan  " pasifte karşılık ayrılabilir "ibaresi nedeniyle şüpheli alacağa karşılık ayırma işlemi mükellefin ihtiyarına bırakılmıştır. Bu nedenle İlgili yılda mükellefçe karşılığın ayrılmaması durumunda, karşılık ayırma hakkı ortadan kalkar.

Buna göre; -Alacağın şüpheli hale geldiği dönemde karşılık ayrılmalıdır. İzleyen yıllarda karşılık ayrılması maliye bakanlığınca  kabul edilmemektedir.

-Karşılık KDV dahil tutar üzerinden ayrılacaktır.

 

 

C-TAHSİL EDİLMEYEN KDV İÇİN ŞÜPHELİ ALACAK AYRILIR MI?

 

 Maliye Bakanlığınca yayımlanan 334 sıra no’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile tahsil edilemeyen katma değer vergisi için şüpheli ticari alacaklar karşılığı ayrılabileceği yönünde açıklama yapılmıştır. Tebliğin V’inci bölümünde konuyla ilgili yapılan açıklama şöyledir.

 

“Bakanlığımıza yansıyan olaylardan, kredili mal veya hizmet satışları üzerinden hesaplanan katına değer vergisinin tahsilinin şüpheli hale geldiği durumda karşılık ayrılıp ayrılamayacağı hususunda tereddüde düşüldüğü görülmüştür.

 

Vergi Usul Kanununun 323’üncü maddesinde bir alacağın şüpheli alacak olarak değerlendirilmesinde aranılan şartlar gösterilmiştir.

 

Katma değer vergisi, ekonomik faaliyetlerin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan ve işletmenin alışları sırasında ödediği, işletme alacaklarının bir unsurunu teşkil eden ve doğrudan doğruya mal (veya hizmet) tesliminden (veya ifasından) kaynaklanan bir alacaktır.

 

Bu itibarla, katma değer vergisinden kaynaklanan alacak için şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi; yukarıdaki madde hükmünde yer alan şartların mevcut olması, alacağın ilgili dönemin kayıtlarına girmesi ve katma değer vergisi beyannamelerinde beyan edilmesi halinde mümkün olacaktır.”

 Sonuç olarak, tahsil edilemeyen katma değer vergisinden kaynaklanan alacak için şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 323’üncü madde hükmünde belirtilen şartların mevcut olması durumunda mümkün olacaktır.

Yani  -Karşılık KDV dahil tutar üzerinden ayrılacaktır.

 

YUKARIDA YAPILAN YASAL AÇIKLAMALAR UYARINCA;

-Teminat var ise teminatsız kalan kısım için karşılık ayrılacaktır.

-Kazancın elde edilmesi ve devam ettirilmesi ile ilgisi bulunmayan alacaklar için ayrılan karşılıklar ile şartların tam olarak oluşmamasına rağmen ayrılan karşılıklar Kanunen Kabul Edilmeyen Gider ( KKEG) olarak dikkate alınacaktır.

 

ŞÜPHELİ  HALE GELEN TİCARİ ALACAKLARA AİT MUHASEBE KAYITLARI

 

Tahsili şüpheli hale gelmiş olan senetsiz alacaklar “120. ALICILAR” hesabının, senetli alacaklar ise “121. ALACAK SENETLERİ” hesabının alacağı karşılığında “128. ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR” hesabına borç kaydedilerek bu durumdaki alacaklar normal alacaklar arasından çıkartılır. Alacağın tahsili veya tahsil edilemeyeceğinin kesinleşmesi halinde bu hesaba alacak kaydedilir.

 

Şüpheli hale gelen alacakların normal alacaklardan ayrılmasından  sonra, şüpheli hale gelen alacaklar için ayrılacak karşılık tutarı belirlenir . İşletme açısından tahsili şüpheli hale gelmiş alacaklar, şüpheli hale geldiği dönemde değerleme gününün tasarruf değeri ( sahibi için arzettiği gerçek değer ) üzerinden karşılık ayrılabilir. Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Ayrılan karşılıklar “654.KARŞILIK GİDERLERİ” hesabının borcuna “129. ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI” hesabının ise alacağına kaydedilir.

 

 

Örnek

İşletme, 11.05.2012 tarihinde ödenmesi gereken 100.000. -Tl tutarlı senetsiz alacağı iki kez noter kanalı ile  ile istenmesine rağmen tahsil edememiştir. İşletme bu alacağın tamamı için karşılık ayırmaya karar vermiştir.

 

Şüpheli Alacağın Kaydı

 -------------------------------- / ---------------------------------------------------------------         128.ŞÜPHELİTİCARİALACAKLAR                  100.000.

                                                      120.ALICILAR                                 100.000

  --------------------------------  /  ----------------------------------------------------------------

Karşılık Ayrılması

------------------------------------/-------------------------------------

 654.KARŞILIK GİDERLERİ        100.000

          129.ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAK KARŞILIĞI 100.000

Dönem sonu Muhasebe Kaydı

--------------------------------  /  --------------------------------

 Dönem sonu kayıtları

--------------------------------------  /  ------------------------------------------

690.DÖNEM KARI veya ZARARI                               100.000

           

                                        654.KARŞILIK GİDERLERİ                      100.000

     ----------------------------------- --------------------------------------------------

            Tahsilin imkansız hale gelindiği Varsayılırsa  Muhasebe Kaydı

 ---------------------------------------------  /  -----------------------------------------

129.ŞÜPHELİ TİC  ALACAK  KARŞILIĞI    100.000

 

                            128.ŞÜPHELİ TİCARİ A LACAK                          100.000

alacağın tahsilinin imkansız olduğunun tespitinde muhasebe kaydı

  ------------------------------------  /  ----------------------------------------------------

 

Şüpheli alacağın tahsiline bağlı olarak, sonradan kısmen veya tamamen tahsil edilmesi halinde, tahsil edilen  kısım “644.KONUSU KALMAYAN KARŞILIKLAR” hesabının alacağına devredilerek “129.ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI” hesabına borç kaydedilir.

 

 

 

Yukarıdaki örnekte; Tahsilin imkansız hale gelindiği  2012  yılında belli değil ise; Muhasebe Kaydı:

 belirtilen 100.000-TL alacağın 80.000-TL si  Takip eden 2013 yıl içinde peşin olarak tahsil edilmiştir.

Bu durumda gerekli 2013 yılında  muhasebe kayıtları ise;

 Alacağın Kısmen Tahsili

------------------------------------- . /./2013  ------------------------------------------------

        102.BANKA                                           80.000

                      128.ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAK                        80.000

-------------------------------------------------- / ----------------------------------------

-------------------------------------------/-----------------------------------------------------

129.ŞÜPHELİTİCARİALACAKLAR  KARŞILIĞI  80.000

                             644.KONUSUKALMAYAN KARŞILIKLAR   80.000

  -------------------------------------------  /  ------------------------------------------

 

Şüpheli alacağın tahsilinin olanaksız olduğu kesinleştiği durumda ise 129.ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI” hesabına borç, “128.ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR” hesabına ise alacak  kaydedilir.

 

Örnekte belirtilen alacağın kalan 20.000-TL si    tahsilinin olanaksız hale geldiği saptanmıştır.

 

            Tahsilin imkansız hale gelen kısım için Muhasebe Kaydı

 ---------------------------------------------  /  -----------------------------------------

129.ŞÜPHELİ TİC  ALACAK  KARŞILIĞI    20.000

 

                            128.ŞÜPHELİ TİCARİ A LACAK                          20.000

  ------------------------------------  /  ----------------------------------------------------

 

Dönem sonunda gelir tablosu hesapları olan “654. KARŞILIK GİDERLERİ” hesabının borç bakiyesi ile “644. KONUSU KALMAYAN KARŞILIKLAR” hesabının alacak bakiyesi “690. DÖNEM KARI veya ZARARI” hesabına aktarılarak bu hesaplar kapatılır.

 

Dönem sonu kayıtları

     ----------------------------------- --------------------------------------------------         644.KONUSUKALMAYAN KARŞILIKLAR               80.000

 

                              690.DÖNEM KARI veya ZARARI             80.000

sonradan tahsil edilen şüpheli alacağın muhasebe kaydı

 ------------------------------------  /  -------------------------------------------

 Gerçekleşen zararın ayrılan karşılıklardan fazla olması halinde, ayrılan karşılık kadar “129. ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI” hesabına, zarar fazlası ise “681. ÖNCEKİ DÖNEM GİDER ve ZARARLARI” hesabına borç; tahsil edilemeyen tutar “128. ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR” hesabına alacak kaydedilir.

Tahsil edilemeyeceği kesinleşerek alacaklardan düşülen şüpheli bir alacak daha sonraki yıllarda tahsil edilirse tahsil edilen tutar kadar  “129. ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI” hesabının borcuna, “671. ÖNCEKİ DÖNEM GELİR ve KARLARI” hesabına da alacak kaydedilir

 

AMORTİSMAN MEVZUU Madde 313

İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle  gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder.

 

- İlgili mevzuat gereğince sözleşme süresinden sonra bedelsiz olarak devlete veya devletçe tensip olunan bir teşekküle veya belediyeye intikali öngörülen amortismana tabi iktisadi kıymetlerden (sözleşme süresinde yenilenmesi gerekenler hariç), sermayenin veya özel maliyet bedellerinin itfası hükümlerine göre amortismana tabi tutulanlar, genel hükümler uyarınca ayrıca amortismana tabi tutulamazlar.

(460 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2016'dan itibaren 900 -TL aşmayan peştemallıklar ile işletmede kullanılan ve değeri 460 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2016'dan itibaren 900 -TL aşmayan alet, edevat, mefruşat ve demirbaşlar amortismana tabi tutulmayarak doğrudan doğruya gider yazılabilir. İktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz edenlerde bu had topluca dikkate alınır.

ARAZİDE AMORTİSMAN MADDE 314
Boş arazi ve boş arsalar amortismana tabi değildir. Ancak:

1. Tarım işletmelerinde vücuda getirilen meyvalık, dutluk, fındıklık, zeytinlik ve güllüklerle incir bahçeleri ve bağlar gibi tarım tesisleri;

2. İşletmede inşa edilmiş olan her nev'i yollar ve harklar; amortismana tabi tutulur.

NORMAL AMORTİSMAN Madde 315
Mükellefler amortismana tâbi iktisadî kıymetlerini Maliye Bakanlığının tespit ve ilân edeceği oranlar üzerinden itfa ederler. İlân edilecek oranların tespitinde iktisadî kıymetlerin faydalı ömürleri dikkate alınır.
 

Mükellefler amortismana tabi iktisadî kıymetlerinin değerini, % 20 nispetinden fazla olmamak üzere, serbestçe tespit ettikleri nispetler üzerinden yok ederler.
Ancak, arazi ve binalar ile % 20 nispetinden daha yüksek bir nispette amortismana tabî tutulacak iktisadî kıymetlerin değeri, Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan olunan nispetler üzerinden yok edilir.

 

 

 

 

AZALAN BAKİYELER USULİYLE AMORTİSMAN
 Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerden dileyenler, amortismana tabi iktisadi değerlerini, azalan bakiyeler üzerinden amortisman usulü ile yok edebilirler. Bu usulün tatbikinde;

1-. Her yıl, üzerinden amortisman hesaplanacak değer, evvelce ayrılmış olan amortismanlar toplamının tenzili suretiyle tespit olunur

2. Bu usulde uygulanacak amortisman oranı % 50'yi geçmemek üzere normal amortisman oranının iki katıdır.

3. Bu usulde amortisman süresi normal amortisman nispetlerine göre hesaplanır.

Bu sürenin son yılına devreden bakiye değer, o yıl tamamen yok edilir.

Amortisman Uygulama Süresi
1-
Amortisman süresi, kıymetlerin aktife girdiği yıldan başlar. Bu sürenin yıl olarak hesaplanması için (1) rakamı mükellefçe uygulanan nispete bölünür.

2- işletmelere ait binek otomobillerinin aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar amortisman ayrılır.

3-mortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değer, itfa süresinin son yılında tamamen yok edilir

Her yılın amortismanı ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabilir.

-Amortismanın herhangi bir yıl yapılmamasından veya ilk uygulanan nispetten düşük bir hadle yapılmasından dolayı amortisman süresi uzatılamaz.

YUKARI DA YAPILAN AÇIKLAMALARA GÖRE AMORTİSMAN

*    Gayrimenkul (mütemmim cüzü ve teferruatı dahil) ve gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetler (maden ocakları, petrol kuyuları, makine ve tesisat, gemiler ve diğer taşıt araçları, patent, telif, ihtira,imtiyaz v.b gayri maddi haklar) alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin,

-İşletmede bir yıldan fazla kullanılabilir olması,

- Yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye  maruz bulunması

- Envantere dahil olması,

-Kullanılmaya hazır olması,

- İktisadi kıymetin değerinin belli bir tutarı aşması.

              -Halinde amortismana tabi tutularak itfa edilebilirler.

AZALAN BAKİYELER USULİYLE AMORTİSMAN) Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerden dileyenler, amortismana tabi iktisadi değerlerini, azalan bakiyeler üzerinden amortisman usulü ile yok edebilirler.

Bu usulün tatbikinde;

1. Her yıl, üzerinden amortisman hesaplanacak değer, evvelce ayrılmış olan amortismanlar toplamının tenzili suretiyle tespit olunur

2.Bu usulde uygulanacak  amortisman oranı % 50'yi geçmemek üzere normal amortisman oranının iki katıdır.

3. Bu usulde amortisman süresi normal amortisman nispetlerine göre hesaplanır.

Bu sürenin son yılına devreden bakiye değer, o yıl tamamen yok edilir.

 

AMORTİSMAN AZALAN BAKİYELER ÖRNEK ;

-Yalçın İşletmesi 1.1.2010  yılında 100.000,00 - TL bedelle satın aldığı otomobile azalan bakiyeler yöntemine göre amortisman ayırmaya karar vermiştir.

Sabit kıymetin faydalı ömrü 5 yıl. Buna göre amortisman uygulaması yıllar itibariyle tablo şeklinde gösteriniz

 

Yıllar

Amortismana Esas Tutar

Amortisman Oranı (%)

Amortisman Tutarı

Birikmiş Amortisman

2010

100000

%40

40.000

40.000

2011

60.000

%40

24.000

64.000

2012

36.000

%40

14.400

78.400

2013

21.600 .

%40

8.640

87.040

2014

12.960

---

12.960

100.000

Toplam:

100.000